5 Mayıs 2009 Salı

SEVGİLİ HIDIR

İki gündür sabahları yağmurla uyanıyorum. İlk kahvemi yağmur eşliğinde içiyorum, öğlene doğru güneş parlamaya başlıyor. Ama öyle bir yağıyor ki, sanki denizden kovayla alıp kafamıza döküyorlar. 5 dakika altında kalsan sırılsıklam olursun,öyle bir yağmur. Sıcak günler gelmeden yağmurun tadını çıkarmak lazım. İnsanlar neden yazın sıcaktan şikayetlenir, neden kışın baharı özler, hiç anlamam... Yaşadığın anın kıymetini bilmek lazım.



Terzinin kendi söküğünü dikemezmiş. Ben de dikemiyordum doğal olarak. Bekleyen dişlerimi sonunda bir meslektaşın ellerine teslim ettim. Üstümde kocaman bir yüktü, bitti gitti, oh...




Ve en önemlisine geldik sevgili blog, sıkı dur, bugün Hıdırellez! Bir yıldır biriktirdiğim tüm dileklerimi, tüm hedeflerimi, hatta hayallerimi uzun uzun yazacağım kağıtlara. Gerek gördüğüm yerlerde çizerek anlatıcam! Karışıklık filan olmasın. Çünkü, gül ağacının altına koyduğun kırmızı araba ferrari olmasına rağmen, gelen araba ancak yandan yemiş bir ferrari olabilecek punto olabiliyor. Tabii dilerken, gerçekçi dilemek lazım. Yine de,alacağım bahçeli ev için, işe köpekle başlamanın akıllıca olduğu kanısındayım.
Siz hazırlığınızı yapın, beklediğiniz şey mutlaka gelir, yeterince hazırlanırsanız eğer... Yazdığınız kağıtları gülün altına koyarken dua etmeyi, kağıtları ve bozuk paraları sabah gün ağarırken toplamayı unutmayın.



Bu Sıla'nın sesi niye bu kadar etkiliyor ki beni....

1 yorum:

  1. Coğrafi konum itibari ile yakın olduğumuzdan dolayı o yağmurdan bende epey bir nasiplendim ama bizde hiç güneş açmadı(Isparta). Hep bir yağmur söz konusu bir de ben mayıs ayına girdik diye bütün kışlıklarımı ödemişte bırakmıştım şimdi çok pimanım annemin sözünü dinlemediğim için son bir kaç gündür sırılsıklam oluyorum okula gelip giderken. Birde sanırım grip oldum tek teselliğim domuz gribi olmaması :).

    YanıtlaSil