Ev yapımı denemeler dir her zaman tercihim. Sıcacık, tazecik, yüreğimden henüz kopup parmaklarımdan sayfalara akıvermiş, öylesine, benden taşmış, beni aşmış... Altında boğulmaktan korkup, yatağını sayfalara verdiğim coşkun gönül ırmaklarım, benim yazılarım...
Lakin bugün var bir alıntım, beni en iyi anlattığına inandığım...
bir yumak sarar gibi geçtim acılardan
bir kilit yüreğimdebir demir kapı
kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerdeyim
belki de aşk dediğin böyle olmalı
bir yumak sarar gibi geçtim acılardan
bir kilit yüreğimdebir demir kapı
kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerdeyim
belki de aşk dediğin erişilmez olmalı
ben imkansız aşklar için yaratılmışım
ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
yaşadım en karasını sevdaların
sensizlik bir ok gibi canıma saplanmalı
coşmalı yanardağlar kasırgalar kopmalı
aşkın bir zehir gibi kanımda dolaşmalı
elbette aşk dediğin böyle olmalı
ben imkansız aşklar için yaratılmışım
ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
yaşadım en karasını sevdaların
21 Temmuz 2010 Çarşamba
28 Haziran 2010 Pazartesi
EKSİĞİM...
Her biten aşk eksiktir aslında... Söylenecek çok şey, gidilecek çok yer, uyunacak çok gece vardır. Üstünden koca bir ömür geçse, ona ait bir şeyi eline aldığında sızlar burnunun direği. Onda kalmış parçanın yeridir aslında acıyan. İçindeki o koca boşluğa bakar durursun. Çünkü giderken, canından koparıp ona verdiğin parçanın yerine koyduğunu da alıp götürmüştür. Ve o koca boşluk, hep kanar. Her gece kanayan yerden bir pıhtı kopup kalbinin derinliklerine gömülür. Biriktikçe hicran olur. Kimi zaman o hicranı bile seversin. Çünkü sana onu hatırlatır; onun yarattığıdır; onunla birlikte nefes alır.
O, eski günlerin tanığıdır.
O kadim dost, herşeyin kanıtıdır.
5 Nisan 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)