16 Temmuz 2009 Perşembe

KENDİMLE KONUŞURKEN...

Polyanna değilim ben... Hatta canım bişeye sıkıldı mı, çok sıkılır. Birine kızdığımda mesela, ertelemem asla, içimde biriktirmem, en azından kendimle yüzleşirim. İnsanlar beni en fazla bir kez üzebilsin, ikinciye fırsatı olmasın diye. Koşullarımı hep iyi tutmaya çalışırım, mutsuz eden şeyi barındırmam bünyemde.Biraz kalır sadece, olgunlaşana, vadesi dolana dek...
Etrafımdaki insanları hayretler içinde izliyorum. İnsanlar inanılmaz mutsuz, inanılmaz şikayetçi. Olamaz mı? Elbette olabilir. Lakin benim takıldığım nokta bambaşka...
İnsan kendini rahatsız eden bir durumla neden yaşar? Neden her gün şikayet edip, her gün bir öncekine benzer bir güne uyanır? Bu kocaman bir çelişki değil mi?

Bir insanın mutlu olması, bencil olmamasıyla birinci dereceden alakalı bence. Bencil insan, vermeden almak istiyor, istediğini elde edemeyince şikayetleniyor, ama o kadar bencil ki, elini de taşın altına sokmuyor. Kendini beğenmiyor, işini beğenmiyor, şartlarını beğenmiyor, arkadaşlarını beğenmiyor. Suçu hep başkalarına atıyor. Yarattığı bu rezil dünyada her günü mutsuzluk ve şikayet içinde geçirip, zaman öldürüyor. Ay içim karardı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder