Evimin önünde kocaman bir yasemin ağacı var, çalısı mı desem acaba. İlk geldiğim zamanlarda yeni yeni tomurcuklanıyordu, ilk çiçeğini heyecanla kokladım. Bir gün işten dönerken gördüm ki, palmiyeler, zakkumlar ve güllerle birlikte budanıvermiş. Benim koparmaya kıyamadığım o mis beyaz çiçekleri budanan dallarda kalmış, o dallar öylece yolun kenarına atılmış. Tereddüt etmeden topladım budanan dallarda kalan yaseminleri... Eve çıktım, bir kaseye doldurdum. O gece, bir kadeh beyaz şarap eşliğinde mum yakıp, Enya dinleyip,kasedeki yaseminlerimi kokladım. Bu yaseminin üzerimde anlatılması güç bir etkisi var. Yasemin kokulu bütün sentetik ürünleri arıyor, buluyor, kullanıyorum. Canlı çiçeklerini sadece dallarda kokluyorum, kıyamıyorum. Yasemin kokmaktan büyük keyif alıyorum. Geçenlerde keyifle bitirdiğim kitabım Parfümün Dansı'nın ana teması pancar olsa da, yardımcı teması yasemindi, kitabı bile sırf bunun için sevmiş olabilirim! Kokular neden bizi bu denli etkiler? İnsandaki çağrışım oyununun vazgeçilmez öğelerinden biri midir koku? Bu sorunun yanıtını bilmiyorum ama, bu dünyaya çiçek olarak gelsem yasemin olurdum, orası kesin.
Ben bunları yazarken, masamın üzerinde dumanı tüten bir fincan dolusu kahve, kokusu odayı dolduran bir avuç yasemin var. Budanan çalı yeni filizlerini verdi bile. Her sabah yere döküyor çiçeklerini, o kadar çok... Ve ben her sabah, yere dökülen yaseminleri toplayıp odama getiriyor, gün boyu kokluyorum... ve Tanrı'ya şükrediyorum, bize yasemin, ve daha birçok şeyi verdiği için...
Elbette herkesi cezbeden bir koku var, mesela ben ne zaman fesleğen koklasam kendimi evde gibi hissediyorum.(Hatta gözlerimi kapadığımda sanki elimi uzatsam havuza değecekmişim gibi geliyor.) her tarafımı bir huzur kaplıyor. Allaha şükürler olsun bize bu nimetleri verdiği için...
YanıtlaSilNot:Abla bu geçim sıkıntısı beni yedi bitirdi yahu ne zor işmiş iş sahibi olmaya çalışmak :)
Kahve kokusu en dayanılmaz olanlarından biri sanırım.
YanıtlaSilHer bitkinin kendisine özgü bir kokusu var. Hepsinin bir yararlı yanı var. Ama ben de fesleğene hayranım. Ve buralarda cennet süpürgesi denen, bırakılırsa çalı kadar büyüyebilecek bir bitki var. Çiçeksz ve tatlı bir yeşil renkte. Onun kokusunu içime çekmek bir zevk benim için. :)
YanıtlaSilBirkan: Fesleğeni ben de çok severim. Temiz, keskin ve yemyeşil bir koku...Bana da yazlığı hatırlatır hep. Not:Geçim zor :)
YanıtlaSilBuro:Kahve konusunda sana sonuna kadar katılıyorum. Hatta şu an ,dumanı üstünde kahvemi yudumluyorum :)
Terapist:Çiçeksiz bitkilerin de kendine özgü bir kokusu oluyor. Defne ve okaliptüs ilk aklıma gelenler. Ama bahsettiğin bitkiyi de merak ettim.
İpek Hanım inancınızı bilmiyorum sakın yanlış anlamayın sizi yargılamıyorum da sadece küçük bir bilgi vermek istiyorum. Allah'ın tam 99 adı var ve içlerinde tanrı bulunmuyor.
YanıtlaSilİsminizi bağışlasanız da, kimmiş bu bilge kişi öğrensek?
YanıtlaSilbenimde adım yasemin.yazınızı okuduktan sonra ismimi severdim şimdi daha çok sevmeye başladım. ne güzel anlatmışsınız yasemini. çoğu güle yazılar yazarkensizin yaseemine yazmanız çok hoşuma gitti.yasemin biraz garip kimi için sadece bi çalı kimi içinde gördükleri güzelliğin ismini bilmeden sadece ne güzel çiçekmiş dedirten çalının en güzel hali
YanıtlaSil